top of page

Türk Hukukunda Dijital Deliller

Güncelleme tarihi: 12 Haz 2020

Dijital delillerin önemi mevzuatta yapılan değişikliklerle birlikte her geçen gün daha da artmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle dokümanların el yazısı ve daktilo ile oluşturulması yerini bilgisayar ortamında oluşturulmasına ve saklanmasına bırakmıştır. Bu durumsa fiziksel delillerin de yerini adli bilişimle ilgili bir çalışma esnasında elde edilen dijital delillere bırakmasına neden olmuştur.



Dijital delillerde önemli olan delillerin toplanması ve belgelere kaydedilmesi aşamasıdır. Dijital delillerin hukuki anlamda geçerli sayılabilmesi için akla uygunluk, kabul edilebilirlik, gerçeklik, tamam ve eksiksiz olma, güvenilirlik, inanılabilirdik, tekrar edilebilirlik özelliklerine sahip olması gerekmektedir.


Dijital delillerin şüphe altındaki konuyu açıklığa kavuşturabilecek mantıklı sebepler içermesi, delil ile ispatlanmak istenen konu arasında mantıksal bağlar bulunmalıdır.

Dijital delillerin toplanması esnasında davayı aydınlatabilecek tüm dijital delillerin eksiksiz olarak toplanmış olması ve bu delillerin bütünlüğünün sağanmış olması gerekmektedir. Toplanan dijital verilerin elde edilmesi ve incelenmesi esnasındaki tüm işlemlerin tüm yasal prosedürlere uygun olması gerekmektedir. Elde edilen dijital bulgular ise herkes tarafından anlaşılabilir olmalıdır.


Dijital delilin içerdiği bilgi kesin, bütün, açık, sahih, nesnel ve tarafsızdır.


Toplanması, kullanımı, muhafazası ve depolanması fiziksel delillerden daha kolaydır. Ancak dijital delillerin toplanması çoğu zaman özel bilgi ve uzmanlık gerektirmektedir. Bu bağlamda, yargıçların, dijital delil konusunda klasik delillere oranla daha fazla destekleyici bilgi istemelerinden dolayı mahkemede kullanılması çoğu kez sorun arz etmektedir.


Ceza Mahkemesinde Dijital Deliller


Ceza muhakemesinin sağlıklı yürüyebilmesi, soruşturma evresinin sonucunda iddianamenin hazırlanabilmesi için ihtiyaç olan yeterli şüpheyi oluşturacak delillerin (CMK m. 170) ve kovuşturma evresinin sonunda hakimin serbestçe kararını verebilmesi ve şüphesini yenebilmesi için gerekli olan delillerin elde edilmesi (CMK m. 217) amacıyla bilişim sistemlerinde veri arama tedbirine başvurmak bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital ortamda yapılacak arama, el koyma tedbiri CMK’nın 134. maddesinde düzenlenmektedir.




Ceza muhakemesinde delil serbestisi sistemi benimsenmiş iken, hukuk muhakemesinde bazı durumlarda özel delil kuralları ve delil yasakları söz konusu olmaktadır. Hukukumuzda elektronik imzanın hukuki ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esaslar 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu (“EİK”) ile düzenlenmiştir. Elektronik imzalı belgelerin senet hükmünde olduğu düzenlemesinden hareketle, HMK’nın 208. Maddesinde taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı ve imzayı inkar etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunması gerektiği; aksi halde elektronik imzalı belgenin, aleyhe delil olarak kullanılacağı belirtilmektedir. Hukukumuzda elektronik imzanın hukuki ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esaslar 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu (“EİK”) ile düzenlenmiştir. HMK m. 205/2’de usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik verilerin senet hükmünde olduğu düzenlemesi yer almaktadır.


Elektronik imzalı belgelerin senet hükmünde olduğu düzenlemesinden hareketle, HMK’nın 208. Maddesinde;


Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı ve imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunması gerektiği; aksi halde elektronik imzalı belgenin, aleyhe delil olarak kullanılacağı

belirtilmektedir.


48 görüntüleme0 yorum
bottom of page